Cumhuriyet’in Kamu Sağlığı Stratejisi

Cumhuriyetin 1925’den itibaren karar verdiği ve deneye yanıla uyguladığı, bilimin rehberliğinde Halkçı-Devletçi sağlık stratejisidir. Cumhuriyet öncesinde de halkı kırıp geçiren, Sıtma, Trahom ve Tüberküloz ancak Cumhuriyetîn devrimci yönetimi ile kontrol altına alınabilmiştir.

Bilimin rehberliği ile sorun doğru teşhis edilmiş; Cumhuriyetle beraber ülke toprakları Vatan haline gelmiş; bütünlüklü bakış açısı Vatan kavramı ile mümkün olmuştur. Çözümler, Vatan bütünlüğü esas alınarak üretilmiştir. Cumhuriyetle berraklaşan bilimin rehberliğine dayanarak saptanan sorunlara, Vatan sathına yayılan, yayıldıkça ülkeyi daha çok Vatan yapan, özgün Devlet Sağlık Teşkilatı ile çözüm bulunmuştur.

Devlet, vatandaşına kamu sağlık hizmetini ücretsiz olarak götürmüştür, Üniversite, özgün hali ile Hıfzısıhha Kurumu olarak Devlet Sağlık Teşkilatı’nın kurmaylığını yapmıştır. Bu teşkilat yaygın Devlet hastaneleri, Numune hastaneleri ve Hükümet tabiplikleri ile zenginleşmiş; Cumhuriyetin, Üniversitelerini kurması ve yaygınlaştırması ile Hıfzıssıhha asli görevine dönmüştür.

SSK, örgütlü emeğin büyük ağırlığının olduğu yönetim yapısı ile özgün bir Sağlık-Sosyal Güvenlik kurumu olmuştur. Sosyalizasyon, kırsal Türkiye’nin sağlık organizasyonu olarak büyük deneyimdir. Hepsinin ortak özelliği bilimi rehber edinmeleri, devletin sunduğu neredeyse ücretsiz, arkasında eğitim ve bilim kurumu olarak üniversitenin olduğu, kamu yararını amaç edinmiş büyük toplum sağlığı projeleridir.