Sağlıkta Dönüşüm çöktü

Cumhuriyet Devriminin kamu yararını esas alan sağlık stratejisi 1980’den itibaren büyük yaralar almış; Türk Milleti’nin sağlığı Devletin görevi olmaktan çıkarılmıştır.

15 yıllık Sağlıkta Dönüşüm Programı; Kamu sağlık kurumlarını, idari ve mali olarak devlet sorumluluk alanından çıkartmış, özerk bütçe ve taşeron istihdam politikalarına sahip ilgili – bağlı kuruluş haline getirmiş; kışkırtılmış hizmet talebini karşılamak ve ‘global bütçeden’ azami payı kapmak için çırpınan işletmelere dönüşmeye zorlamıştır.

Hekimliği sürdürmekte zorlanıyoruz:

  • İş yükümüz artıyor, Güvenli Hekimlik azalıyor.
  • Ücretimizi korumak için bir yıl önceye göre daha fazla üretmeye zorlanıyoruz.
  • Hekimlik eğitimi emeği ücretlendirilmiyor, Bilgi-beceri düzeyimiz azalıyor, genç hekimler eğitilmiyor.

Milletin Hekimlerine olan güveni sarsılıyor:

  • Hekim emeği girdilerindeki erozyon, artan iş yükü ile birleşince sağlık hizmetinin “Tıbbi Güvenlik” düzeyi hızla azalıyor.
  • Maliyet-kar baskısı güvenli hekimlik pratiğini aşındırıyor.
  • Yurttaşlarımızın hizmete ulaşımı artmış ancak güveni sarsılmıştır.
  • Hükümetlerin hekimleri hedef gösteren bilinçli tutumları, Sabim baskısı, tacizden kavgalara ve öldürmeye varan şiddet; güven erozyonun sonuçlarıdır.
  • Toplum – Hekim ilişkisinde, Yargının ve Mesleki Risk Sigortasının çözemeyeceği derin bir güven sorunu oluşmuştur.

Tıp Bilimi – Eğitimi birikiminin amiral gemileri ağır yaralı:  

  • Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri;
  • Fizik alt yapıları ya kullanılamaz ya da harap vaziyette,
  • Eğitim, araştırma ve tedavi hizmeti mali çökertme nedeniyle sürdüremez durumda,
  • Öğretim üyesi kadrosu, üretim ortamı ve çaresiz yönetimler nedeniyle hızla erimekte,
  • Türkiye’nin yüz elli yıldır biriktirdiği Modern Tıp Bilimi – Eğitimi kurumsal hafızası yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.